İletişim Hattı


0 232  238 88 80

CARLO PETRİNİ




CARLO PETRİNİ

 

İtalya'nın Bra kentinde Cuneo eyaletinde doğan Carlo Petrini (22 Haziran 1949)  Uluslar arası Slow Food  Hareketi'nin kurucusudur. İlk olarak 1987’de  McDonald's'ın Roma'daki İspanyol Merdivenleri yakınında açtığı fast food zinciri kampanyasına katıldığı bir kampanya ile birlikte Slow Food ‘u İtalya’da  kar amacı gütmeyen  bir hareket olarak kurdu
Mesleği gazeteciliktir. Roma merkezli bir çok gazetede çalıştı. Halen  Slow Food  yayınevinde birçok yayının editörüdür. La Stampa için haftalık yazılar yazdı.  Hulğn  La Repubblica'da düzenli bir şekilde köşe yazıları yazıyor,
Ekim 2004'te, yeni gastronomistlere ve sürdürülebilir gıda sistemlerinin yenilikçilerine adanmış bir üniversite olan Gastronomi Bilimleri Üniversitesi'ni kurdu. Time dergisinin yılın kahramanlarından biri seçildi. .
Carlo Petrini  Londra'daki  Yılın İletişimcisi; Hollanda'da Sicco Mansholt ve  New Hampshire Üniversitesi'nden kültürel antropoloji fahri derecesi; Eckart Witzigmann Almanya'dan Bilim ve Medya Ödülünün sahibidir.

 

PETRİNİ’NİN KITAPLARI

 

Mutluluğa Dair Bir Düşünce

 


Hız hastalığına tutulmuş günümüz dünyasında mutluluk hâlâ olası mı? Yaşam alanlarımızın tüm katmanlarına nüfuz etmiş, hayata yönelik duru bir bakışa izin vermeyen, yaşam kalitemizi düşüren koşuşturma kültürünün içinde kendimize soluk alacak alanlar yaratmaya geç mi kaldık yoksa?


Mutluluğa Dair Bir Düşünce, Güney Amerikalı dünyaca ünlü yazar ve aktivist Luis Sepúlveda ile tüm dünyada ağ biçiminde örgütlenen Slow Food Hareketi’nin kurucusu Carlo Petrini’yi tam da bu sorular ekseninde bir araya getiriyor.
Politika, aktivizm, şiir ve edebiyatla harmanlanmış Mutluluğa Dair Bir Düşünce kapitalizmin yanı sıra çileciliği de eleştiren; yavaşlamanın, arada bir durmanın ve ânı özümsemenin üzerinde duran; yaşamdan, özellikle de yemekten haz almanın herkesin hakkı olduğunu hatırlatan; doğanın ritmine ayak uydurma gerekliliğini savunan, umut verici bir rehber.
“Günümüzde gerçek hazine zamandır. Mutluluğa Dair Bir Düşünce, onu nasıl bulacağımızı gösteriyor.”

 

***
 

Terra Madre

 

 

Terra Madre “arabanın arka tekeri” olarak nitelendirilen mütevazı ve marjinal bir kesimin kendi önemini anlayıp birlik olma hayalinin sayfalara dökülmüş halidir. Bu insanların önemi hep göz ardı edildi. Bu insanlar zamanın gerisinde kalan, dünyanın geri kalmış bir parçası, hatta “az gelişmiş” olarak görüldü. Küçük çiftçiler ve sürdürülebilir gıda üreticileri neredeyse serseri olarak kabul edildi. Ama bu olumsuz yargı, temelinde ciddi bir hatayı barındırır, üstelik dünya ekonomik ve politik sistemi için ölümcül bir hata olma riskini taşır.


Onlar ömürlerini mücadele içinde geçiren, hiç boş vakti olmayan insanlar. Bulundukları yerden uzaklaşamazlar, hak ettiklerini her zaman kazanamazlar, didinirler, çabalarlar ve doğayla konuşurlar, onu üretken kılarlar, kendi toplumları ve diğerleri için gıda üretirler.


Bu insanlarla farklı ve değerli bir biçimde yeniden ilişki kuran gıda toplulukları kırsal ve kentsel ilişkinin yeniden tanımlanması için iyi birer laboratuvardır. Belki de böylece tekrar “satmak” için değil, “yemek” için gıda üretimine başlanabilir. Hatta yeniden gerçek gıda nicelikten, verimlilikten, homojenlikten, taşınabilir olmaktan daha önemli hale gelebilir.
Gıda toplulukları yerel ağlardan oluşan bir sistem oluşturmanın ilk adımıdır. Gıdanın yeniden “lezzetli, temiz ve adil” olduğu insani ve sürdürülebilir bir sistem. Ancak bu yolla hayatlarımıza yeniden “egemen” olabiliriz. Gıda, hayatlarımızı geri almanın anahtarıdır. Bütün dünyaya yayılan bu hareketin “çocukça” olduğunu düşünenler Slow Food’a bakıp dillerini ısırsınlar. Bu uzun bir yol ancak yavaşlık değeri bize bir kerede elde edemeyeceğimizi, daha önemli olan şeyin niyetler, açılmaya olan uyum, hafıza ve bakım olduğunu anlatır.

 

***

 

Slow Food Devrimi

 

 

Slow Food hareketinin sembolü “salyangoz“dur. Hayat içinde sürekli yiyerek yavaş, temkinli ama kararlılıkla ilerleyen salyangoz, cüssesinden beklenmeyecek mesafeler aşar ve geçtiği yerlerde izini bırakır. Tıpkı simgesi salyangoz gibi, Slow Food hareketi de yola çıktığından beri inanılmaz mesafeler kat etmiş, 1986’da İtalya’da küçük bir grupken, bugün 132 ülkede yaklaşık 100 bin üyesiyle dünyanın en etkili gastronomi hareketine dönüşmüştür.

 

Slow Food Devrimi’nde “temiz, adil, sağlıklı gıda” prensibiyle endüstriyel gıdalara ve beslenme biçimlerine karşı mücadele veren ve unutulmaya yüz tutan yeme içme geleneklerinin, tarım yöntemlerinin ve biyoçeşitliliğin korunması için çalışan bu hareketin heyecan verici macerasını okuyacaksınız.

 

***

 

Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar

 


Vandana Shiva Carlo Petrini, Prens Charles, Michael Pollan, Jamey Lionette’den makaleler Tohum ve Gıdanın Geleceğine İlişkin Uluslararası Komisyon Tarafından hazırlanmış Manifestolar

 

‘’Neden tohum özgürlüğüne ihtiyacımız var? Neden tohum özgürlüğü için harekete geçmeliyiz?
Çünkü tohumları köleleştirmeyi amaçlayan çeşitli yasal teknolojik yapılar yürürlüğe girmiş bulunuyor. Eskiden insanların insanları alıp sattığı, onlara kendi mülkleri gibi sahip oldukları kölelik sistemi vardı. Bazı insanlar bunun iğrenç ve gayrimeşru olduğunu düşündüler ve bunun durdurulması için bir hareket örgütlediler. Şimdi bizim yeni bir hareket örgütlemek için, dünya üzerindeki yaşamın tümüyle köleleştirilmesini durdurmak için, geleceğimizin, özgürlüğümüzün tohumları için birlikte eyleme geçmemiz gerekiyor. Beş büyük şirket şimdiden dünya tohum kaynaklarının yüzde 75’ini ele geçirmiş durumda. Herşeyi ele geçirmelerine izin veremeyiz.

 

Tohumlarımızı ve tohumların özgürlüğünü geri almalıyız.’’


 

SOSYAL MEDYA

© 2020 - Nar-Bel Narlıdere Belediyesi Katkılarıyla.